
Malum hayat pahalı, kitap almak akıl karı olmaktan çıkar oldu ama bu çok üzücü. Hangisi daha üzücü bilmiyorum, bir kitaba 30 YTL bayılırken yaşanan o "oha" anı mı, yoksa elini götürüp almak istediğin kitabın arka kapağına yazılan fiyatı görüp elinden bırakma anı mı.. Sanırım 2.si daha kötü ama yine de 30 YTL adamı öldürmez, nelere veriyoruz o paraları diyerek alsak da kitapları,bu durumun en azından alınan miktarları kısıtladığı su götürmez bir gerçek sanıyorum..
Üstelik, ben e-kitap denen şeye alışamadığım gibi, internetten kitap almaya da alışamadım. Kitapçıdan almaya benzemiyor işte bu.. Kıyafet, ayakkabı, parfüm, kozmetik, her şey internetten alırken iyi hoş ama daha bir tane kitap almışlığım yok internet üzerinden (pek çok sitede aynı kitaplar indirimli satılıyor olmasına rağmen)..
Bir diğer tavrım da D&R denen "kitap süpermarketi"nedir. İnternetten alışveriş yapmaktan hiç bir farkı yok bence oradan kitap almanın. Tamam çok büyük, çok yaygın ve aranan nerdeyse her şey var ama, nerede Remzi'nin, Dost'un, İmge'nin havası.. Dediğim gibi kitap süpermarketi işte.. Migros'tan kitap almak gibi sanki! Ne kokusu var, ne dokusu..
Neyse bu ekonomik koşullar falan derken, ne zamandır düşünedurduğum "Cep kitapları Türkiye'de ne zaman yaygınlaşacak" sorusuna Everest Yayınları'ndan cevap geldi, hem de bir stand dolusu.. 9,90ytl fiyatları ile esaslı boyları 17-20ytl arasında değişen kitapları ufaltmış, hem daha taşınabilir, hem daha rahat tutulabilir bir hale getirmiş hem de alırken insanın yüreğine oturan o fiyat durumundan kurtarmışlar kitapları..Elbette her kitap yok ama şu ana dek almış olduğum 3 kitabın 2 tanesinden çok memnun kaldığımı söyleyebilirim.
Aldığım kitapların ilki Ayşe Kulin'in Nefes Nefese'si.
Ben kendisine bir miktar tepkili idim, herkesin elinde görmekte olduğum "Adı:Aylin"'den bir tiksinti gelmişti, sanıyorum tepkim bu yüzdendi. Bir anda tüm halkın sevdiği şeyi almamak, bilerek sevmemek gibi bi tavır sanki bu ama sonradan geliştirmedim, doğuştan böyleyim! Nitekim Edmondo de Amicis'di sanıyorum, hayatta yarım bıraktığım tek kitabı, "Çocuk Kalbi"ni yazmış kendisi ve bütün dünyanın en çok satan çocuk kitabı olsa gerek!.. Ne Sofi'nin Dünyasına girebildim bu sebeple, ne Secret'ın sırrına vakıf olabildim. Her neyse, laf çok dolandı yine, Nefes Nefese şahane bir kitapmış, Ayşe Kulin'e de tepkim boşunaymış!
Hikaye 2 ana karakter etrafında oluşmuş diyebiliriz; Sabiha ve Selva. 2 kız kardeş. Sabiha kardeşlerden büyük olan ve "her ilk çocuk gibi inatçı, kıskanç ve huysuz". bu tanım bana değil, bizzat şahsına ait. Gittiği "ruh doktoruna" itiraf ediyor; karşısında çırılçıplak hissettiği, yaşadığı bunalımdan kurtulmak isterken az kalsın kocasından olacağı ama son dakikada korkaklığı sayesinde aşkın pençesinden koşarak kurtulduğu ruh doktoruna :) Kocası Macit yeni kurulmuş Cumhuriyet'in İnönü Başkanlığındaki Dış İşleri Bakanlığında çalışıyor, çok çalışıyor çünkü devir 2. Dünya Savaşı devri.. Türkiye'nin ip üzerinden İngiltere'nin mi, Almanya'nın mı yoksa Rusya'nın mı kucağına düşeceği konuşuluyor ve bu düşüş tam anlamıyla bir kucağa düşmek olacak, eğer o ipte yürüyemezse.. Aynı ip üzerinde Macit bir yerde daha yürümek zorunda kalıyor, evde, evliliğinde.. Selva, olmayacak şeylerin peşinde.. O olmayacak şeyleri kovalamak üzere çok aşık olduğu "o yahudi oğlan" ile, kaçmış gitmiş Fransa'ya ama kurtulamamış insanların ne "önyargılarından" ne de "yargısız infaz"larından.. Bakıyor olacak gibi değil, geri dönmek istiyor ülkesine ama, savaş her yerde, ve herkes Yahudi arıyor, cadı avı gibi, yakmak üzere..
Gerçek olaylardan da alıntılar yaparak yazmış Ayşe Kulin Kitabı, dış işleri bakanlığı mensuplarının anılarından, arşivlerinden yararlanmış. Mecbur kalmadıkça elimden bırakmadım okurken, çabucak bitirdim..
2 yorum:
Ben bu kitapta çok ağladığımı hatırlıyorum, bu arada hayırlı olsun yeni tükkanın:)öperim
çok mersii :))
keşke gerçeğinden de olsa, içinde otursam kitap kokularına karşı, elimde çay fincanı filan..neyse belki de bu bi adımdır ;)
ben de baya ağladım buarada okurken.. sokak ortasında pantalonu indirilip sünneti kontrol edilen yahudileri görünce korkudan pantalonuna işeyen 80 yaşındaki yahudi amcaya özellikle..
Yorum Gönder